Bankaların Soma’da maden ocağında yaşamını yitiren madencilerin ailelerinin banka borçlarını sildiği falan yok. Bankalar borcu hayat sigortası fonundan tahsil etmekte.
Borcu silmiş olsaylardı bile buna sevinmemeli. İnsanı bir şeye sabip olmak için bankalara muhtaç eden bir sistemin varlığında buna sevinemeyiz.
Facebook’da yüzlerce arkadaşın varken bankadan kredi çekmen sana garip gelmiyor mu? Arkadaşlarından borç alamıyor musun? Anladık o kadar samimi değilsin…
Akrabaların dururken güvence olarak neden sigorta şirketleri? Kan bağınızın olmasına rağmen birbirinize güven veremiyor olmanız çok mu doğal?
İşini kolaylaştıracak daha geniş örnekler vereyim: hani biz millettik, hani ümmettik… Milyon tane insan oldu bak yardım edebilecek… Geçiniz bunları…
“Nerde öyle insan” dediniz değil mi? Ben de onu diyorum nerde o insan, insanlık?
Lüks bir arabadan, yattan yurtdışı tatilinden bahsetmiyorum.
Kafanı sokacak bir ev için bir ömür çalışmak, o evde oturmak için alacağın kanepe için kredi çekmek… Hatta çocuğunun okul masrafı için hatta ve hatta hastalık durumunda… Yazık…
Birbirimize yokmuş gibi davranırken ve herkes kendi kavgasını verirken birlik olduk acıda. Varlığından haberdar olmadığın, hiç merak etmediğin hayatlar bir anda ilgini çekti.
Daha yan komşundan haberin yokken Soma’daki her eve girildi.
Hayatlar deşildi. Hikayeler peş peşe geldi. Spikerler cümlelerini özenle seçti.
Duygu dolu kelimeleri aynı özenle tek tek söylediler ve mimikleri onlara eşlik etti.
Tweetler, durum bildirimleri, acıya acı katan ne kadar görsel varsa sosyal medyada boy gösterdi…
Ölmüş olmalarının acısına bir de yaşarken çektiklerini ekledik.
Daha bir acıttı…
Ölmeden önce 9 yaşında kızının babası değil miydi Ahmet?
Ölmeden önce geçim derdi yok muydu, evinin direği değil miydi Mehmet?
Ölmeden önce hamile eşi tavanı akan evde beklemiyor muydu onu?
Ölmeden önce annalarının kuzusu değiller miydi?
Bir insanın ölümünden daha acı ne olabilirdi?
Ben söyleyeyim: ölükten sonra “İnsan” olması… Birden “İnsan” oluverdiler, tüm acılarıyla…
İşte bu acıtıyor, çok daha fazla acıtıyor.
Yerin dibine giresin gelir…
Evine almaya çalıştığı kanepeye çoktan sahiptik. Karanlığa inip öldüğünde daha önce de oturuyor olduğumuz yerden oturarak izledik olanları…
Malcom X şöyle demiş: “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.”
Sevgili Malcom uyanıkların sayısı hiç de az değil, fakat onlar geri kalanların uyanmaması için ellerinden geleni yapmaktalar…
Milletle, ümmetle, mülkle ve mevkii ile uyutulanlara sorun;
“İnsanlık ne halde kardeşim?”
Size şöyle diyecekler: “#SOrMA be kardeşim yaa…”
O kadar… Bitti.. Uyumaya devam kardeşim…
DÜ-ŞÜ-NÜN, U-YA-NIN…